|
Erdoğan silüeti
Belediye başkanıyken Gökkafes'i yıkmak için verdiği mücadeleyi
Belediye baÅŸkanıyken Gökkafes'i yıkmak için verdiÄŸi mücadeleyi "yetkisi olmadığı" için kaybeden BaÅŸbakan ErdoÄŸan, Çamlıca camisiyle Ä°stanbul siluetine kendi imzasını atmaktan çekinmiyor. Televizyon programlarında, gazete köÅŸelerinde BaÅŸbakan ErdoÄŸan’ın isteÄŸiyle planlanan Çamlıca camisi için “Bir dini eseri laiklik-ÅŸeriat ekseninde deÄŸil, içeriÄŸiyle, mimarisiyle tartışabiliyoruz” diye mutlu olunabiliyor. Bu bile bir mutluluk vesilesi olabiliyorsa, tartışalım. Hele de Çamlıca’nın zemini üzerinde yükselecek yapının ÅŸeklini ÅŸemalini tartışmak bizi tali zeminlere taşımayacaksa... ÖrneÄŸin gerçek zemindeki “Üsküdar’da bu ölçekte bir camiye ihtiyaç var mı?” sorusuna cevap verebilecek ise... Ä°stanbul’un en yüksek tepesine inÅŸa edilecek ÅŸey, mevcut kentsel sit statüsünün gerektirdiÄŸi gibi bir park ya da din dışındaki bir ihtiyacı karşılamaya yönelik bir kamu binası olsaydı bu mutlulukla da müÅŸerref olamayacaktık.
Gelgelelim Çamlıca cami için “BaÅŸbakanımızın Kandilli El Sanatları Merkezi’nin açılışında söylediklerinin dışında hiçbir beyanatı yok” diyen Üsküdar Belediye BaÅŸkanı Mustafa Kara’ya göre “caminin mimarisini tartışmaya açan” isim bizzat BaÅŸbakan ErdoÄŸan (CNNTürk, Ne oluyor, 5 Temmuz). BaÅŸkan’ın bu iki cümleyi aynı anda sarf etmesi çok ilginç. Çünkü ErdoÄŸan’ın o konuÅŸmada konu hakkında söylediÄŸi yegâne ÅŸey “Çamlıca’da 15 bin metrekare üzerinde bir cami yapacağız” ve “Ä°nÅŸallah bu dev cami Ä°stanbul’un her yerinden görünecek ÅŸekilde dizayn edildi”. Tasarımı hakkında fikir beyan edebilme fikri bile mutluluk kaynağı bir cami, halihazırda zaten “dizayn edilmiÅŸ” ise, mutlu olma olasılığını dev Çamlıca camisinden daha küçük ölçeklerde aramaktan baÅŸka çare kalmıyor.
DoÄŸrusu BaÅŸbakan’ın mimari kaygıları olduÄŸu konusunda emin deÄŸilim. Ama, ErdoÄŸan’ın bu caminin “15 bin metrekareye oturması, devliÄŸi ve Ä°stanbul’un her yerinden görünmesine duyduÄŸu tutkunun, yine kendi tabiriyle en az “ Ä°stanbul aÅŸkı” kadar derin olduÄŸundan ÅŸüphem yok. KahramanmaraÅŸ’ta yaptığı Abdülhamit Han Camii ErdoÄŸan tarafından çok beÄŸenilmesi üzerine Ä°stanbul’a transfer edilen ve 20 gündür proje üzerinde çalışan Mimar Hacı Mehmet Güner “BaÅŸbakanımızın basında açıkladığı bilgiler çerçevesinde hareket ediyoruz” dediÄŸine göre caminin mimarı ErdoÄŸan’dır. Kalfalarından, ustalık dönemini taçlandıracak bir cami istiyor.
Kalfalık dönemi
Ustanın kalfalık ve hatta çıraklık dönemlerini hatırlayalım. Her iki dönem de bizi onun Maçka’daki Süzer Plaza, daha çok bilinen takma ismiyle Gökkafes’i yükseltmemek için mücadele ettiÄŸi günlere götürüyor. SöylediÄŸim gibi, ErdoÄŸan’ın mimari kaygıları olup olmadığından emin deÄŸilim. Ama belediye baÅŸkanlığı döneminde yıktırmak için uÄŸraÅŸtığı, BaÅŸbakanlığında da adımını atmayarak kendinden mahrum ettiÄŸi Gökkafes, ErdoÄŸan’ın tavır koyduÄŸu tek mimari örneÄŸi olduÄŸu için önemli.
Bakın, 1998’de Ä°BB BaÅŸkanıyken konuk olduÄŸu Milliyet gazetesi yazarlarına Gökkafes için neler söylüyor: “Sahibine [Mustafa Süzer] yalvardığım, durdurun dediÄŸim günler oldu. Ama maalesef 41 kat iddiası var. Bıktım ama hukukî mücadelemi sürdürüyorum. Yetkim olsa canına okuyacağım.” (Milliyet, 6 AÄŸustos 1998) ErdoÄŸan’ın doÄŸrudan Gökkafes’in Ä°stanbul’un siluetine “katkısı”yla ilgili bir beyânatına rastlamadım. Gelgelelim memurları onun adına “siluet sıkıntısını” dile getirdiler: “BüyükÅŸehir Belediye yetkilileri, Ä°stanbul’da çevre kirliliÄŸi yaratan, silueti bozan Gökkafes’in yıkılması için hukuki mücadelelerini sürdüreceÄŸini kaydetti.” (Milliyet, 5 AÄŸustos 1998) Kalfalık dönemine denk gelen 2004’te ise, ErdoÄŸan’ı vekâleten Sermaye Piyasası Kurulu ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı DerneÄŸi’nin Gökkafes’teki toplantısına katılan BaÅŸkaban Yardımcısı Abdüllatif Åžener ÅŸunu söylüyor: “Gökkafes dışarıdan bakınca Ä°stanbul’un güzelliÄŸini kapatıyor” (Zaman, 10 Kasım 2004). GörünüÅŸe göre Gökkafes, bakanından yerel yöneticisine hemen tüm AKP bürokratlarının içine dert oldu. Diplomalı mimar Kadir TopbaÅŸ, BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı seçildikten sonra verdiÄŸi ilk röportajlardan birinde Ahmet Tulgar’ın “Süleymaniye’nin sahibi bir ÅŸehrin mimar belediye baÅŸkanı olarak, size gerekli araçları verseler çok bina yıkar mısınız?” sorusuna ÅŸu cevabı veriyor: “Siz bizi takip edin. Ä°stanbul’un silueti olan tarihi yarımada da, Galata bölgesi de bozuldu. Buna Hilton Oteli, stadyum, Swiss Otel, Park Otel, Gökkafes, Odakule dahil. Galata Kulesi’yle yarışan her ÅŸey dahil. Bunlar yanlış ama zamanında yapılmış” (Milliyet, 11 Nisan 2004).
Maalesef diplomalı mimarı da takip ettik. O da, belki de kendisi için Galata Kulesi’nden daha muteber Süleymaniye Camii’nin minareleri arasından Zeytinburnu’ndaki Onaltı Dokuz gökdelenlerinin yükseliÅŸini ve kentin klasik siluetinin deliniÅŸini izledi. Sonra da “ÖngörülememiÅŸ demek ki... Maalesef orada bir ÅŸeylik var” dedi. Oysa Ä°BB’nin Planlama MüdürlüÄŸü’nde çalışan memurları öngörmüÅŸ ve uyarmıştı: “...parseldeki yapılaÅŸmanın Ä°stanbul’un siluetini nasıl etkileyeceÄŸi anlaşılamamaktadır” demiÅŸlerdi. TopbaÅŸ takibinden de elimizde maalesef, yargının engellediÄŸi Dubai Towers hariç, her iki kıtada da altüst edilen bir Ä°stanbul silueti kaldı.
Buradan yalvarıyorum
Benim de yetkim yok. Ama tıpkı merhum Süzer’e yalvardığı gibi ben de ErdoÄŸan’a yalvarabilirim. “Taksim Gezi Parkı’ndaki aÄŸaçları kışla inÅŸası için kesme. Çünkü testere senin elinde. Yeni Sulukule’ler, yeni maÄŸduriyetler yaratma. Çünkü kentsel dönüÅŸümü hazırlayan kanun yapıcı da senin elinde. Süleymaniye Camii kara tarafından gökdelenlerle, deniz tarafından da metro köprüsüyle kuÅŸatılıyor. Çok önemsediÄŸin ecdadının mütevazı siluetini Çamlıca’daki replikasına deÄŸiÅŸme. Çünkü gönye de ölçek de senin elinde” diyebilirim.
Mimar Hacı Mehmet Güner’e göre Çamlıca’daki yapı dünyanın en geniÅŸ kubbeli ve en yüksek minarelere sahip (altı adet) camisi olacak. Çamlıca’ya deÄŸil dünyanın en yüksek minarelerini, bir çınar aÄŸacı dikseniz Ä°stanbul’un siluetinde söz sahibi olur. Ama memleketin bugünü gibi Ä°stanbul’un silueti de ErdoÄŸan’a emanet. Hani “Yetkim olsa” diyordu 1998’de. 2012’de, meselenin yetki sahibi olmamakta deÄŸil bizzat yetkide olduÄŸunu düÅŸünmememiz için hiç neden yok. Bugün ErdoÄŸan’a raÄŸmen kadim kentin siluetine katkıda bulunabilecek bir güç yok. GeçmiÅŸte sahip olmadığı yetkisini kullanıyor BaÅŸbakan. Ve anlaşılan o ki Ä°stanbul aÅŸkı da kendi silüetiyle sınırlı.
Radikal Gazetesi 15 Temmuz 2012
|