30 Mayıs 2014 Taksim Platformundan Basın Açıklaması...

Üç yıl önce, Taksim Meydanı'nı YayalaÅŸtırma ve Ä°hya adıyla ortaya atılan proje üzerine "Taksim Hepimizin" diye baÅŸladık söze. Önerimiz projenin, 2011 seçimlerinde sözü verilen sivil anayasanın provası olarak ele alınmasıydı. Projenin, ilan edildiÄŸi günden baÅŸlayarak merkeziyetçi bir devlet ve iktidar anlayışının aracı haline getirilmemesi için sürekli farkındalık yaratmaya çalıştık ve sürekli müzakere ve halk katılımı talep ettik.

Merkezi yönetim, tepeden inme bir projeyle, ÅŸehrin en önemli meydanını bir siyasal çekiÅŸme aracı haline getirdi. Toplantılar ve paneller düzenleyerek bu yaklaşımın Ä°stanbul'a vereceÄŸi zararları anlatmaya çalıştık, somut önerilerde bulunduk. Åžehrin "SoÄŸuk SavaÅŸ" döneminden kalma, yaratıcılıktan ve demokratik deÄŸerlerden uzak bir yaklaşımla ele alınmasının nelere yol açabileceÄŸini göstermeye çalıştık. Meydanın bir otoyol kavÅŸağına dönüÅŸtürülmek yerine yayalar için çok daha yararlı ve nitelikli bir hale getirilebileceÄŸini Gezi'den baÅŸlayan geniÅŸ bir yeÅŸil alanın ÅŸehre nasıl hayat verebileceÄŸini anlattık. Ama karşımızda görevini yapması gereken bir yerel yönetim bulamadık. Åžehrin yöneticileri her ÅŸeyin BaÅŸbakan'ın iki dudağının arkasına kilitlendiÄŸini ifade ettiler ve sorumluluktan kaçtılar. 

Sonunda Ä°stanbul halkı, ÅŸehri bir oyuncak gibi algılayan bu otoriter yönetim anlayışına yasal haklarını kullanarak karşı durdu. Haklı direniÅŸine karşı uygulanan ÅŸiddete barışçı bir ÅŸekilde cevap vermesine raÄŸmen devlet, ÅŸiddetin dozunu daha da artırdı. Milyonlarca insan sokaÄŸa dökülüp ÅŸehrine sahip çıktı. Yönetim halktan korktuÄŸu için ÅŸiddeti sürdürdü. Çok büyük bedeller ödendi ve çok can kaybedildi. Bütün olanlara raÄŸmen Gezi DireniÅŸi, yaÅŸlı, genç, inançlı, inançsız, kadın, erkek, LGBTÄ°'li, engelli tüm farklılıklarımızla birlikte yaÅŸama azmimizin sembolü haline geldi ve dünya çapında bir farkındalık yaratıldı.

Halkın haklı beklentilerine raÄŸmen müdahale edilen Meydan'ın soÄŸuk beton zeminli bir çöle dönüÅŸtürülmesi ve Atatürk Kültür Merkezi'nin polis karargahı haline getirilmesi önlenemedi ama bugün, polis güçlerince engellemediÄŸi sürece, cıvıl cıvıl oynayan çocuklar, dinlenen yaÅŸlılar, eÄŸlenen gençlerle, tüm dünyanın gözünün üstünde olduÄŸu bir Park var Taksim’de...

Sonuçta 'Gezi Hepimizin' oldu!

Ä°ktidar halkın halkı taleplerini silahlarıyla, tomalarıyla, medyasıyla bastırmaya çalıştıkça Ä°stanbul'un sorunları çözülmeyip, katlanarak geleceÄŸe taşınacak. Bu nedenle iktidarı uyarıyoruz: Åžehrimizde nasıl yaÅŸayacağımıza, meydanlarımızı nasıl kullanacağımıza biz, hepimiz, her görüÅŸten Ä°stanbullular olarak birlikte karar vermek ve birlikte yaÅŸamak istiyoruz. Bu yüzden Gezi'nin yıldönümünde iktidarın bugüne kadar uyguladığı dayatmacı yöntem, iÅŸlediÄŸi cürümler ve ÅŸiddet nedeniyle Ä°stanbul'da yaÅŸayanlardan ve tüm halkımızdan özür dilemesini istiyoruz.

Åžiddeti besleyecek ve kutuplaÅŸmayı daha da artıracak provokasyonlara meydan vermeksizin, hem Parkımızın kurtuluÅŸunu kutlamak, hem kaybettiklerimizi anmak için 31 Mayıs 15 Haziran arasında her birimiz Gezi merdivenlerine sessizce bir karanfil koyalım diyoruz.