GALERİ
Taksim Dayanışması Basın Açıklaması

Taksim Dayanışması “Suç Örgütü” Değil, Bu Ülkenin Onurudur...

 

Taksim Dayanışması Biziz, Biz Buradayız !

 

Taleplerimizin Takipçisi Olmaya Devam EdeceÄŸiz...

 

Taksim Dayanışması “Suç Örgütü” DeÄŸil, Bu Ülkenin Onurudur...

 

Taksim Dayanışması; farklılıkları kucaklayan barışçıl demokratik yöntemlerle taleplerini dile getiren; içinde çevreci, sanatçı, gazeteci ve aydın bireylerin de yer aldığı 124 meslek odası, sendika, siyasi parti, mahalle derneÄŸi, taraftar grubu ve inisiyatiften oluÅŸmaktadır. Varlık sebebi daha yeÅŸil, daha yaÅŸanabilir, daha insani, daha demokratik bir kent ve ülke özlemidir. Bu özlemini yerine getirmek için emek harcamaktan, ses çıkarmaktan, mücadele etmekten bir an için bile imtina etmemiÅŸtir, bundan sonra da etmeyecektir. BaÅŸta Gezi Parkı ve Taksim Meydanının korunması olmak üzere, polis ÅŸiddetini uygulayan ve uygulatanların hukuk önünde hesap vermesi ve taleplerinin takibini sürdürecek, karşılanmasında ısrarcı olacaktır. 

 

Taksim Dayanışmasının “saÄŸlıklı kentleÅŸme ve yaÅŸanılır kent” talebi, ülkenin milyonlarca yurttaşının daha fazla özgürlük ve daha fazla demokrasi talebiyle birleÅŸmiÅŸ; GEZÄ° PARKI ile simgeleÅŸen bir toplumsal duyarlılık ortaya çıkmıştır. “Gezi Parkı”; gençlerin yaratıcı zekasıyla, annelerin kucaklayan ÅŸefkatiyle, iÅŸçilerin emekten gelen gücüyle, kadınların gür sesiyle, LGBT bireylerin biz de varız çığlığıyla, yaÅŸlıların yeniden canlanan hayat enerjisiyle bu ülke demokrasi tarihinde ortadan kaldırılamayacak bir iz bıraktı. 

 

Tüm bu talepler, tüm bu renklilik demokratik ülkelerde bekleneceÄŸi gibi karşılanmak yerine ne yazık ki bir “suç örgütü kalıbına” sığdırılmaya, gençler evlerinden alınarak tutuklanmaya, taraftar gruplarından çete çıkarılmaya, Meslek Odası yöneticileri “suç örgütü yöneticisi” suçlamasıyla yargılanmaya çalışılıyor. Diktatöryal rejimlere özgü, darbe dönemlerini anımsatan “polis fezlekesi” esaslı cadı avı, ülkemizin demokrasi tarihi açısından unutulmaz karanlık bir dönem olarak kayda geçmiÅŸtir. Gezi Parkı süreci için “darbeye zemin hazırlama metaforunu” kullananların, hepimizin hafızalarında yer alan ev baskınları, keyfi gözaltı, çıplak arama, zorla parmak izi, kötü muamele, polis fezlekesinden iddianame; taraftar grubundan, ünüversite öÄŸrencisinden ve meslek odasından “terör örgütü çıkarma” gibi darbe dönemi yöntemlerine baÅŸvurmaları son derece düÅŸündürücüdür…

 

Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki, Taksim Dayanışması Ä°stanbul Valisinden BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanına, BaÅŸbakan yardımcısından, doÄŸrudan BaÅŸbakanına ve CumhurbaÅŸkanına kadar tüm yetkililerle yurttaÅŸların talep ve beklentilerini iletmek üzere diyalog kurmaya çabalamış, burada bir temsil heyetinden çok talep ve beklentileri yansıtma misyonunu üstlenmiÅŸtir. KurulmuÅŸ temaslar ve gerçekleÅŸen davetler sonucunda; Taksim Dayanışması adına 5 Haziran 2013 günü BaÅŸbakan Yardımcısı Bülent Arınç’la ve 13 Haziran 2013 gecesi BaÅŸbakan R.Tayyip ErdoÄŸan ile görüÅŸmelere katılan meslek odası yöneticilerinin bir ay sonra evlerinin hukuksuzca polis tarafından basılması, üç güne uzatılmış gözaltı süreci yaÅŸatılması ve “suç örgütü yöneticisi” suçlamasıyla tutuklanmaya sevk edilmesi nasıl devlet yönetimi ile karşı karşıya olduÄŸumuzun kaygı verici yansımalarıdır. 

 

Taksim Dayanışması her ÅŸeye raÄŸmen hukuki ve meÅŸru talepleri iletmek, diyalog kanallarını geliÅŸtirerek demokrasi geleneÄŸine güç katmak için elinden geleni yapmaya devam edecektir. Tüm süreçlerde yetkililere talepleri iletirken demokratik kamuoyu yaratmak amacıyla kararlı, ısrarlı ama her zaman barışçıl etkinliklere çaÄŸrı yapılmış, yurttaÅŸlar meÅŸru demokratik zeminlerde kalmaya davet edilmiÅŸtir.

 

Artık herkesin çok iyi bildiÄŸi gibi, Taksim Meydanının insansızlaÅŸtırılması ve Gezi Parkının betonlaÅŸtırılması ÅŸeklindeki düzenleme baÅŸtan beri hukuka, mimarlık ve ÅŸehircilik ilkelerine aykırı bir plan kararı olarak önümüze çıktı. Buna iliÅŸkin Taksim Dayanışması bileÅŸeni meslek odalarımız tarafından açılan davalarla bu keyfi yaklaşımın hukuksuzluÄŸu ispat edilmiÅŸtir. Bu süreçte YayalaÅŸtırma Projesi” adı altındaki giriÅŸimin kente yapılabilecek en büyük kötülüklerden biri olduÄŸunu tüm Ä°stanbullulara anlatabilmek için yüzbinlerce imza toplandı. Taksim Dayanışması tarafından inatla her cumartesi Taksimde ve birçok meydanda imza stantları açıldı. Kamuoyu oluÅŸturulmaya çalışıldı. 

 

Bütün bu çabalar, Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesinin 27 Mayıs günü, keyfi, hukuksuz ve “ben yaparım olur” anlayışı ile Gezi Parkının aÄŸaçlarını kesmeye baÅŸlamasıyla bambaÅŸka bir biçime büründü. Parkı ve yaÅŸam alanını koruyan Taksim Dayanışması üyelerine ve duyarlı yurttaÅŸlara ÅŸafak vakti operasyonları ile ÅŸiddet uygulandı. Kısa sürede bütün yurtta milyonlarca insan bu ÅŸiddet karşısında demokratik tepkilerini göstermek üzere alanlara çıktı ve “özel hayatına karışılmaması, düÅŸüncesine saygı gösterilmesi, daha fazla özgürlük ve demokrasi” isteminin somut bir ifadesi olarak Gezi Parkı ile ilgili taleplerin karşılanmasını bekledi. 

 

Tüm Türkiye’de kendiliÄŸinden ve bir yurttaÅŸ inisiyatifi olarak geliÅŸen bu tepkiler ne yazık ki karşılığını her yerde gaz bombaları, tazyikli su ve plastik mermi kullanılması ÅŸeklinde polis ÅŸiddeti ile buldu. Dört gencecik insanımız polisin ateÅŸi ve himayesindeki eli sopalı milislerin sopa darbeleri ile hayatını kaybetti. Polis devleti uygulaması Adana’da genç bir komiserin düÅŸerek hayatını kaybetmesine yol açtı. Onlarca insan kafa travması ve beyin kanaması geçirdi veya sakat kaldı. Öncelikle kaybettiÄŸimiz tüm canların ailelerine baÅŸsaÄŸlığı, yaralananlara da acil ÅŸifa dileklerimizi bir kez daha iletmek istiyoruz. Gencecik insanlarının yakınlarına iktidar sahiplerinin ısrarla baÅŸsaÄŸlığı dilenmemesini anlaşılmaz ve gayri insani bulduÄŸumuzu hatırlatıyoruz.

 

Hiç kuÅŸkusuz “demokratik talepler yine demokratik yöntemlerle” karşılanabilir. Toplum olarak öncelikle sorunları, talepleri ve beklentileri algılayan ve çözüm üretmeye dönük adım atan bir kamu yönetimi tutumuna ihtiyacımız var. 

 

Bizler demokratik tepkileri krimalize etme, herkesi suçlu, terörist haline getirerek sorunun yine polisiye güvenlikçi yöntemlerle çözümsüzlüÄŸe doÄŸru evrilmesi çabalarından endiÅŸe duymaktayız.

 

Taksim Dayanışmasından yasadışı örgüt çıkarmaya çalışanlara açıklıkla sesleniyoruz. Taksim Dayanışması, çaÄŸrıcıları, bileÅŸenleri, talepleri, basın açıklamaları, etkinlikleri belli, bilinen, aleni, meÅŸru, yasal ve demokratik bir yurttaÅŸ ve kurum dayanışmasıdır. Kentine sahip çıkan meslek odalarını, onlarla dayanışma gösteren sendikaları, siyasi partileri, mahalle ve çevre derneklerini, taraftar gruplarını, “suçlu” göstermek ve “suç örgütü” haline getirmeye çalışmak hukuken suçtur ve bu ilkel, çaÄŸdışı uygulamalarla Ülke demokrasisi yüzyıl geriye götürülmektedir..

 

Bu baÄŸlamda bütün kesimleri “hukuka, demokrasiye ve insan haklarına” saygı göstermeye davet ediyoruz…

 

Her Yer Taksim Her Yer DireniÅŸ

 

TAKSÄ°M DAYANIÅžMASI



 
Taksimplatform.org © 2012. Tüm hakları saklıdır. powered by sinapsiletisim