GALERİ
Bu cinayete mimar olmayın Kadir Topbaş

Bir teklifim var Kadir Bey. Ümitsizliği sindiremeyen bir bünyem olmasa, size böyle bir teklif getirmezdim. Ne olsa birbirimizi tanıdık ve ben sizin niyetinizden şüphe duymama ısrarıma rağmen...

 Rızasız bahçanın gülü derilmez*, Kadir Bey

Orhan AlkayaYazar

 

Bir teklifim var Kadir Bey.

ÜmitsizliÄŸi sindiremeyen bir bünyem olmasa, size böyle bir teklif getirmezdim.

Ne olsa birbirimizi tanıdık ve ben sizin niyetinizden ÅŸüphe duymama ısrarıma raÄŸmen, “über” otorite karşısında hemen çark edebilme huyunuzu da, bizatihi yaÅŸayarak ve bedelini ödeyerek öÄŸrendim.

Ä°stanbul ÅŸehri Belediye BaÅŸkanlığı’ndan alkışlarla, omuzlar üzerinde uÄŸurlanmak istediÄŸinizi söylerken gözlerinizde beliren çocuksu parıltıyı da hatırlıyorum.

En az sizinki kadar Ä°stanbullu bir ailenin bilmemkaçıncı kuÅŸağı olmaklığımdan gelen cür’etle, bunun olabileceÄŸi ve olamayacağı ihtimal senaryolarından da bahsetmiÅŸtim o sıra.

“Benim iki ÅŸapkam var, biri belediyeci diÄŸeri siyasetçi,” dediÄŸinizde, o ikinci ÅŸapkayı, belediye yöneticiliÄŸi döneminizde çıkartıp portmantoya asmanızın daha uygun olacağını da söylemiÅŸtim.

Belediye yöneticiliÄŸinin “kamu yönetimi” sınıfına girdiÄŸini ve asla reelpolitik ile barışık durmaması gerektiÄŸini, birçok kere kamuya açık alanlarda bencileyin söyleyip yazmıştım zaten.

O sıra Ä°stanbul Åžehir Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni’ydim ve bizzat görevlendirdiÄŸiniz üç bürokratınızla Åžehir Tiyatrosu’nun özerkliÄŸini güvence altına alacak bir Yasa ve Yönetmelik üzerinde çalışma yürüttüÄŸümü zannediyordum.

Bugün geldiÄŸimiz noktanın ne olduÄŸu malûm; palalarla hazırlanmış bir “cinayet yönetmeliÄŸi”, Ä°stanbul Åžehir Tiyatrosu’nun kadîm tarihindeki en ağır hakaret olarak yürürlükte.

Biz yüzüncü yılımıza hazırlanalım derken, Cemil PaÅŸa’nın, Ali Ekrem’in, André Antoine’ın, Büyük Usta ErtuÄŸrul Muhsin’in sizi omuzlarına sadece yere atmak için alabileceÄŸi bir facianın altına Genel Sekreteriniz vesilesiyle imza attınız.

Ä°stanbul Åžehir Tiyatrosu kadîmdir. Tiyatro sanatı ise çok daha kadîm.

Sel gidip kum kaldığında, ne yazık Kadir Bey, yani o bugün omuzda taşıyanlar yeni çıkarlara yelken açtığında, kadîmler cümlesinde hayırla yâd edilmeyeceksiniz.

Bu çaÄŸda her ÅŸey yazılı çizili olmanın ötesine geçti. Dijital ortamda, buradan Fîzan’a saklanacak yeri yok kimsenin.

Bugün, basın toplantılarıyla duyurduÄŸumuz, Ä°stanbul Åžehir Tiyatrosu’nu hak ettiÄŸi “dünya ligi”ne taşıyacak projelerin akîbetini sormak için oturmadım yazı masama.

Ne on bir ay jüri toplantılarını yapıp konkur sonucu ödülleri de dağıtılan BeyoÄŸlu Sahnesi projesinin akâmete uÄŸratılmasından bahsedeceÄŸim...

Ne Yapı Endüstri Merkezi binasını, hemen ardımdan niye elden çıkarttığınızı soracağım...

Ne Dolmabahçe’de, üstelik külfetsiz yaptırdığımız altı yüz elli metrekarelik Beklân Algan Stüdyo’su ne oldu, diye soracağım...

Letafet Apartımanı’nın üzerinde de satış bulutları dolaşıyormuÅŸ. Hayır bu konuda da bir teklif yapmayacağım bugün.

Sonrasında yerel yönetimden kamu yönetimine geçen bir bürokratınız ve halihazırda Bakanlık eyleyen bir sabık solcu arkadaşın ortak operasyonuyla çöpe gitmek üzere olan 130 ek kadro getirmiÅŸtim Ä°stanbul Åžehir Tiyatrosu’na.

Kısaca, deveye hendek atlatma misali bir “karşı-operasyon”du. Bu ek kadroların “Sanatçı” bölgesini neden hâlâ boÅŸ tuttuÄŸunuzu da sormayacağım.

Hele “darbe yönetmeliÄŸi” ile aksülamelini ortaya koyduÄŸunuz Yasa ve Yönetmelik taahhüdünüzü hiç...

Åžunun ÅŸurasında, bir yıldan az zaman sonra yerel seçimler yapılacak.

Ben “sur içi”liyim Kadir Bey ama Cumhuriyetle birlikte aile kütüÄŸü ön sıralardan GümüÅŸsuyu’na intikal etmiÅŸ. Sizin gibi ben de “sur dışı”lı olmuÅŸum.

GümüÅŸsu’yu’ndan KasımpaÅŸa yürüme mesafesi.

BeyoÄŸlu’na, Rue de Péra’ya, Cadde-i Kebir’e aynıyakınlıkta sayılırız. Hele muhterem beybabanızın Cadde ile özdeÅŸleÅŸmiÅŸ dükkânı, sizi benden de yakın kılıyor muhitimize.

BeyoÄŸlu, bu memleketin mihveridir.

Dünyada, edebiyata kahraman olmuÅŸ ÅŸehirler vardır ve bu ÅŸehirlerin üzerine titrenir. Hele bu ÅŸehirlerin gözbebeÄŸi muhitlerine...

Kadir Bey, Dolmabahçe’den sapladığınız tünel, sekiz dakikada Kâğıthaneye varıyor, pek âlâ...

Ama o tünelin arka bahçesine saplandığı zavallı Dolmabahçe Sarayı’na bir sorun bakalım.

Ä°nönü Stadyumu, Hilton derken Gökkafes ile tüyü dikilen arka bahçesinde, ÅŸehrin merkezine ulaÅŸacak gezinti yolunda hele, bir otoban görmek nasıl bir hissiyat, bunu Dolmabahçe Sarayı anlatsın bir de...

Åžimdi de Tarlabaşı’ndan, Elmadağı’ndan, Sıraselviler’den kazıklı saplamalarla bir “BeyoÄŸlu Cinayeti”ni, Santiago Nasar hâlâ dehÅŸetle gözlerinizin içine bakarken, iÅŸlemek üzeresiniz.

Topçu Kışlası’nın replikasını yeniden inÅŸa etmek gibi bir garabete, nasıl ikna edildiÄŸinizi de yazık ki biliyorum.

Kışlanın Elmadağı yönündeki camiye v.i.p. namazgâhı da planlamış olabilir sizi bu garabete ikna edenler.

Yoksa, imzasının önüne mesleklerini, Mimar ve Sanat Tarihçisi ünvanlarını yerleÅŸtirmeyi seven biri her iki disiplinde de “replikacılık” ne kadar itibar görüyor, bunu bilir.

Epey zaman var görüÅŸmedik Kadir Bey, söz uzadı biraz. Teklifim ÅŸu:

Taksim projesini hemen durdurun.

“BaÅŸbakan istiyor,” seslendirmesiyle, kendinize ve ÅŸehrimize bu tarihî kötülüÄŸü yapmayın.

Kasım 2013 seçimine partinizin adayı olarak siz mi girersiniz, bir baÅŸkası mı bilemem ama, ÅŸehrime bu hayırhahlığı yaparsanız iki taahhüdüm var:

Ä°lki, bu kararınızı ömrümün sonuna kadar, ÅŸehrime yapılmış bir iyilik olarak överim.

Ä°kincisi, bir kez daha sizin parti Ä°stanbul ÅŸehrinde seçim kazanırsa, herkesten özür diler ve 12 Eylül belâsında bile terk etmemek için binbir cefayı ÅŸeref saydığım ÅŸehrime, Ä°stanbul’a, bir kez daha geri dönmemek üzere vedâ ederim.

Bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır Kadir Bey. Gelin, hatırımı kırmayın.

Bu cinayete mimar olmayın.

*Son abdal NeÅŸet ErtaÅŸ’ın deyiÅŸidir.

http://t24.com.tr/yazi/rizasiz-bahcanin-gulu-derilmez-kadir-bey/5701 

 



 
Taksimplatform.org © 2012. Tüm hakları saklıdır. powered by sinapsiletisim