|
GEZİ'nin birinci yılında da her yer TAKSİM, tüm parklar GEZİ!
2014-05-30 10:19:38
30 Mayıs 2014 Taksim Platformundan Basın Açıklaması...
Üç yıl önce, Taksim Meydanı'nı Yayalaştırma ve İhya adıyla ortaya atılan proje üzerine "Taksim Hepimizin" diye başladık söze. Önerimiz projenin, 2011 seçimlerinde sözü verilen sivil anayasanın provası olarak ele alınmasıydı. Projenin, ilan edildiği günden başlayarak merkeziyetçi bir devlet ve iktidar anlayışının aracı haline getirilmemesi için sürekli farkındalık yaratmaya çalıştık ve sürekli müzakere ve halk katılımı talep ettik.
Merkezi yönetim, tepeden inme bir projeyle, şehrin en önemli meydanını bir siyasal çekişme aracı haline getirdi. Toplantılar ve paneller düzenleyerek bu yaklaşımın İstanbul'a vereceği zararları anlatmaya çalıştık, somut önerilerde bulunduk. Åžehrin "Soğuk Savaş" döneminden kalma, yaratıcılıktan ve demokratik değerlerden uzak bir yaklaşımla ele alınmasının nelere yol açabileceğini göstermeye çalıştık. Meydanın bir otoyol kavşağına dönüştürülmek yerine yayalar için çok daha yararlı ve nitelikli bir hale getirilebileceğini Gezi'den başlayan geniş bir yeşil alanın şehre nasıl hayat verebileceğini anlattık. Ama karşımızda görevini yapması gereken bir yerel yönetim bulamadık. Şehrin yöneticileri her şeyin Başbakan'ın iki dudağının arkasına kilitlendiğini ifade ettiler ve sorumluluktan kaçtılar.
Sonunda İstanbul halkı, şehri bir oyuncak gibi algılayan bu otoriter yönetim anlayışına yasal haklarını kullanarak karşı durdu. Haklı direnişine karşı uygulanan şiddete barışçı bir şekilde cevap vermesine rağmen devlet, şiddetin dozunu daha da artırdı. Milyonlarca insan sokağa dökülüp şehrine sahip çıktı. Yönetim halktan korktuğu için şiddeti sürdürdü. Çok büyük bedeller ödendi ve çok can kaybedildi. Bütün olanlara rağmen Gezi Direnişi, yaşlı, genç, inançlı, inançsız, kadın, erkek, LGBTİ'li, engelli tüm farklılıklarımızla birlikte yaşama azmimizin sembolü haline geldi ve dünya çapında bir farkındalık yaratıldı.
Halkın haklı beklentilerine rağmen müdahale edilen Meydan'ın soğuk beton zeminli bir çöle dönüştürülmesi ve Atatürk Kültür Merkezi'nin polis karargahı haline getirilmesi önlenemedi ama bugün, polis güçlerince engellemediği sürece, cıvıl cıvıl oynayan çocuklar, dinlenen yaşlılar, eğlenen gençlerle, tüm dünyanın gözünün üstünde olduğu bir Park var Taksim’de...
Sonuçta 'Gezi Hepimizin' oldu!
İktidar halkın halkı taleplerini silahlarıyla, tomalarıyla, medyasıyla bastırmaya çalıştıkça İstanbul'un sorunları çözülmeyip, katlanarak geleceğe taşınacak. Bu nedenle iktidarı uyarıyoruz: Åžehrimizde nasıl yaşayacağımıza, meydanlarımızı nasıl kullanacağımıza biz, hepimiz, her görüşten İstanbullular olarak birlikte karar vermek ve birlikte yaşamak istiyoruz. Bu yüzden Gezi'nin yıldönümünde iktidarın bugüne kadar uyguladığı dayatmacı yöntem, işlediği cürümler ve şiddet nedeniyle İstanbul'da yaşayanlardan ve tüm halkımızdan özür dilemesini istiyoruz.
Şiddeti besleyecek ve kutuplaşmayı daha da artıracak provokasyonlara meydan vermeksizin, hem Parkımızın kurtuluşunu kutlamak, hem kaybettiklerimizi anmak için 31 Mayıs 15 Haziran arasında her birimiz Gezi merdivenlerine sessizce bir karanfil koyalım diyoruz.
|